Arkadaşım Karımın Küloduna Boşalmış! (3)
Şub 6, 2020 // By:admin // No Comment
Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Merhaba pislik.org hikaye okuyucuları birbirinden azdırıcı hikaye arşivini sizlerin beğenisine sunuyoruz okuyun ve ve yorumunuzu bırakın
Arkadaşım Karımın Küloduna Boşalmış! (3)
Arkadaşım Karımın Küloduna Boşalmış! (3) (Bekir 40 Y., İstanbul)
Dükkana vardığımda, kardeşim ve eşi oradaydılar. Ofise geçtim. Kameranın USB girişi vardı, kullanımı çok kolaydı. Sesi kıstım ve izlemeye başladım. Doğal olarak videonun başlarında bir şey yoktu. İleri sardım. En merak ettiğim şey ise ben evde yokken neler olduğuydu. Bu arada videoda karım Nizamettin’in aldığı eşarp elinde yatak odasındaydı. Eşarbı incelerken birden burnuna götürdü. Kokladı ve beklemediğim bir hareketle diliyle yokladı. Sonra da gülerek kendi kendine konuşmaya başladı, ama sesi açamıyordum.
Aklıma telefonun kulaklığı geldi. Onu taktım ve sahneyi yeniden başa aldım. Karım eşarbı yaladıktan sonra, “Vay orospu çocuğu, buna da attırmış, sonra da bana hediye getirmiş! Ah Bekir, nerden buldun bu adamı, başımıza iş açacaksın! Adam yakışıklı, parası da var, bana mı bakacak?” diye kendi kendine söyleniyordu. Ben ise şaşkınlık ve heyecan içindeydim. Karım, kurumuş ta olsa, başka bir adamın döllerini yalamıştı ve bu adam benim en yakın arkadaşımdı.
Videoya devam ettim. Karım, “Demek oyun oynamak istiyorsun Nizamettin bey!” diye söylenerek ışığı kapatıp odadan çıktı. İleri sarmaya devam ettim. Sonunda odanın ışığı yandı. Karım içeri girdi, ardından da Nizamettin. Karım, “Abi ne yapıyorsun sen? Sana yakışıyor mu? En yakın arkadaşının karısıyım ben!” dedi. Nizamettin de, “Hanife beni yanlış anladın. Niyetim o değildi!” dedi. “Ya neydi abi?” diye sordu karım. Nizamettin, “Yanlışlıkla oldu. Kusura bakma!” dedi. Karım bu arada yatağı düzenliyordu. “Abi çok kızgınım, git, çık odadan!” dedi.
Nizamettin, öne doğru eğilmiş olan karıma arkadan yanaştı ve beline sarıldı. Karım, “Abi ne yapıyorsun, bağıracağım şimdi!” dedi. Nizamettin, “Bağır lan, herkes gelsin! Demezler mi, bu adamla evli kadın yatak odasında bir başına ne yapıyor? İçeride içki masası. Çağır herkesi! Kızım ben salak mıyım?” diyerek karımı bıraktı ve karımın çamaşırlarının olduğu koltuğa gitti. “Salak mıyım ben? Bana odanızı veriyorsunuz yatmam için, sonra külotlarını burada yanı başımda bırakıyorsunuz!” diyerek eşarpları ve külotları karıştırmaya başladı. “Çok güzeller, üstünde görmeyi çok istiyorum!” diyordu karıştırırken de.
Karım tam kapıya doğru hareket edince, Nizamettin önünü kesti ve yeniden kucakladı karımı. Karım, “Ne istiyorsun benden? Çocuğum var, sen nasıl bir adamsın, hayatımı mahvedeceksin!” deyince, “Öyle bir niyetim yok, sadece senden hoşlanıyorum!” dedi Nizamettin. “Allah belanı versin senin!” dedi karım. Nizamettin, “Versin versin. O gün yaptıklarımı biliyorsun. Senin çamaşırlarını aldığımı da biliyorsun. Bugün de boşaldığım eşarp bak başında, ki anlamamana imkan yok! Şimdi cevap ver bana, bunlardan Bekir’in haberi var mı, yok mu?” dedi.
Karım kurtulmak için çırpındı ama nafileydi, Nizamettin sıkıca tutmuş kurtulmasına izin vermiyordu. Yeniden sordu, “Bekir’in haberi var mı, yok mu?” diye. Karım sessizce başını öne eğdi. Nizamettin karımın kalçalarını basma eteğin üzerinden okşuyordu. Sonra karıma iyice sarıldı ve eşarbını öpmeye başladı. Nizamettin, “Demek var! O zaman sorun yok Hanife. Sen çok güzel bir kadınsın, hele biraz da kendine baksan. Hanife sana güzel şeyler alacağım. Kadın olduğunu anlayacaksın. Peki ya Bekir? O neden böyle bir şey yaptı?” dedi. Ama karım cevap vermedi. Nizamettin, “Niye böyle bir şey yaptı, sen niye yaptın?” diye sordu bu sefer.
Karım, “Nizamettin, sana yalvarıyorum, ne olur, Allah rızası için, bırak beni, hayatımızı mahvedeceksin, ne olur, çocuğum var benim, onun başı gözü için, yapma, vazgeç, bu işin sonu iyi olmaz!” deyince, “Ne o, beni tehdit mi ediyorsun?” dedi Nizamettin. Karım cevap vermedi. Nizamettin gene, “Niye böyle bir işe giriştiniz, niye yaptınız?” diye sordu. Karım cevap vermiyordu.
Nizamettin, “Basit bir karı koca fantazisi miydi bu? Niye yaptınız? Senin çamaşırlarına boşaldım, çamaşırlarını çaldım. Sizden ne tepki gelecek diye bekledim, ama sessiz kaldınız. Hanife, her gün seni düşünerek otuz bir çekiyorum. O sexy külotuna kaç kere senin amına boşaldığımı düşünerek boşaldım biliyor musun? Bak bu gece yine seni düşünerek otuz bir çekeceğim! Hanife’m, bir tanem, amını değil, ama eşarplarını ve külotlarını dölleyeceğim! Söylesene, neden tepki vermediniz?” diye üsteliyordu.
Karım en sonunda, “Bekir istedi!” deyince, “Niye istedi, fantazi olsun diye mi?” diye sordu Nizamettin. Karım, “Yok, ben bilmiyorum, benden istedi ben de bir şey demedim!” diye ağlamaklı bir cevap verdi. Nizamettin, “İyi de, sen nasıl kabul ettin? dediğinde ise, “Kocam o benim, karşı gelemem. Hem o gece ilk defa zevk alarak seviştik!” dedi. Nizamettin, “Sen Bekir’le sevişirken beni mi düşündün, yoksa kocanı mı?” diye sorunca, karım cevap vermeden başını öne eğdi.
Şaşkın bir haldeydim. Videoyu durdurup bir sigara yaktım. En yakın arkadaşım yokluğumda karımı sıkıştırıyordu. Ve görünüşe göre karım da karşılık veriyordu. Bu işin sonunun böyle olacağını tahmin etmemiştim. Videodan etkilenmiş ve sikim kalkmıştı. Korkuyla karışık bir heyecanla devamını izlemek istiyordum. Sonunu merak ediyordum videonun açıkçası.
Nizamettin konuşmasına devam etti. “Hazır olana kadar bekleyeceğim sizi, sabırlıyımdır. Siz de istiyorsunuz, ama cesaret edemiyorsunuz. Her şey çok güzel olacak, bekle göreceksin!” deyip, karımı serbest bıraktı. Karım odadan çıkmak yerine olduğu yerde duruyordu. Nizamettin cebinden bir tomar para çıkardı ve karıma uzattı. “Al Hanife, kendine bir şeyler al. Artık bir daha maddi sıkıntı yaşamayacaksın!” dedi. Karım tepki vermeyince elini tuttu ve avucuna sıkıştırdı parayı. “Utanma, Nizamettin abinden hediye, sen her şeyin en iyisine layıksın. Bak bakayım bana!” dedi ve karımın çenesinden tutup gözlerine baktı. “Kocan da istiyor, sen de istiyorsun, ama daha hazır değilsiniz. Bir gün seninle birlikte olacağız!” deyip, karımın elinden tuttu ve yatağın kenarına oturdu. Sonra karımı kendine çekerek yanına oturttu. Karım ürkek bir kuş gibiydi. Sesini çıkarmıyordu. Sadece kendine söylenenleri yapıyordu.
Nizamettin elini karımın beline attı ve “Utanma Hanife, artık yabancı değiliz. Bak başındaki eşarpta döllerim var! Birazdan şuradaki, senin en mahrem yerine değen külotlarını alacağım ve onlarla otuz bir çekip döllerimi boşaltacağım, sen de yarın onları eline alıp çamaşır makinesine atacaksın. Bak neleri geçmişiz. Hanife’m senden küçük bir isteğim var. Kırma beni!” dedi. Karım cevap vermeyince, “Kırmayacaksın değil mi Nizamettin abini?” dedi.
Karım sanırım başına gelecekleri anlamış gibi, hayatının şokunu yaşıyordu. Kızarmış gözlerinde yaşlar belirdi ve Nizamettine baktı. Nizamettin, “Korkma, sana zarar vermeyeceğim, istemediğin bir şey yapmayacağız. Aramızda kalacak. Hiç kimsenin haberi olmayacak!” dedi. Karım, “Senin yaptığın insanlığa, Müslümanlığa sığar mı?” dedi titreyen sesiyle, sonra da, “Birisi senin karına yapsa…” dedi. Nizamettin karımın lafını kesip, “Kimse benim karıma yapamaz, çünkü evli değilim!” dedi. Karım, “Ben seni böyle bilmezdim!” dediğinde, Nizamettin de, “Ben de sizi böyle bilmiyordum!” dedi yanıt olarak.
Karım, “Ne olur, kocam yaptı bir hata. Benim başımı yakma, çocuğum var benim, onların başı için, Allah rızası için…” diyerek, bir yandan ağlayıp, bir yandan da Nizamettin’i ikna etmeye çalışıyordu. Ama kaçış yoktu karım için. Bunlar son çırpınışlarıydı. Nizamettin, “Bak, ben sana söyleyeceğimi söyledim. Boşuna çeneni yorma, kabul edeceksiniz, ama bugün, ama yarın. Ben her şeyi göze aldım!” dedi. Karım çaresizce, “Ne istiyorsun söyle, ama bugün olmaz!” dedi. Nizamettin gülerek, “Elbette bugün olmaz, istemediğin bir şey yapmayacağım. Sana söz verdim. Sadece seni yakından tanımak istiyorum. Kendini bana bırak. Öyle oldu bitti şeyleri sevmem. Şimdi beni tanıyacaksın!” dedi.
Karımı ayağa kaldırdı. Etrafında çevirdi karımı ve “Hanife çok güzelsin. Bakalım benim için neler hazırladınız bu akşam?” diyerek koltuğun yanına götürdü karımı. Koltuğun üzerinde duran eşarpları ve külotları karıştırıp baktı. Sonra yeniden yatağın kenarına oturdu, karım ise önü dönük halde ayaktaydı. Nizamettin birdenbire yüzünü eteğin üzerinden karımın amına gömdü. “Hanife’m, amcığına kurban olduğum!” diyerek yüzünü sağa sola oynatıyordu. Yüzünü çekti ve “Sıcacıksın, ateş gibi kavuruyorsun!” dedi.
Eteği yukarı çekmek için uçlarından tuttuğunda, niyetini anlamış olan karım, “Bugün olmaz dedim!” dedi. Nizamettin ise, “Sadece ne giydin altına, onu merak ettim, görmek istiyorum!” dedi. Karım eteğini yukarı çekince, süt beyazı güneş görmemiş bacakları ortaya çıktı. Nizamettin karıma bakarak, “Hmm, tahmin ettiğim gibi beyaz külot, bu o gün attırdığım külot değil mi?” diye sordu. Karım, “Evet, o külot!” dedi. Nizamettin yüzünü iyice yanaştırdı. Derin bir nefes çekerek külotun üzerinden karımın amını öptü.
Sonra eteği yeniden indirip, karımı yanına oturttu, karıma sarılıp yine eşarbın üzerinden saçlarını öpüp koklamaya başladı. Sonra da saatine bakıp, “Bizimki gelmek üzeredir, çabuk olmamız lazım Hanife!” dedi. Yatağın ortasına uzandı ve karımı yanına çekti. Şimdi Nizamettin yatakta yatıyor, karım ise yanında yatağın ucunda oturuyordu. Nizamettin bir çırpıda pantolonunu ve Boxerini sıyırdı, kalkık olan kalın yarağı ortaya çıkmıştı. Karım şaşkın halde başını öteki tarafa çevirince, “Utanma Hanife, merak etmiyor muydun nasıl yaptığımı. Şimdi sana göstereceğim!” dedi.
Nizamettin’in yarağı oldukça kalın ve uzundu. Karım Nizamettin’in yarağına bakıyordu şimdi. Ben de aynı heyecanla bekliyordum. Nizamettin karımın çamaşırlarını işaret ederek, “Ver bakalım şunları!” dedi. Karım sırayla külotlarını Nizamettin’e verdi. Nizamettin tek tek öpüp kokladı külotları. Sonra sırayla sikine sarıp otuz bir çekmeye başladı. Bir yandan sol eliyle karımın sırtını, kalçalarını, başındaki eşarbı okşuyordu.
Nizamettin, “En güzel külotlar, saten, ipekli ve normal külotlar. Dantelli olanlar yarağımı tahriş ediyor. Tangalar çok ufak, sikimi sarmıyor. Senin külotların var ya çok güzeller. Tam otuz birlik. Ama eşarpların yok mu, beni asıl onlar deli ediyor. İpek ve saten eşarplar, tülbentler değil, ama özellikle beyaz şifon eşarplar. Senin de vardır kenarları iğne oyalı. Bu gece hepsini sikeceğim. Şimdi soracaksın nasıl sikeceksin diye. Eşarp nasıl sikilir diyeceksin!” diyordu.
Birden yatakta doğruldu. Yastığı aldı ve dizleri üzerindeyken önüne koydu. “Versene şu çiçekli eşarbını, geçen gün buna attırmayı çok istemiştim, bugüne kısmetmiş!” dedi. Karım eşarbı Nizamettin’e uzattı. Önce eşarbı öptü kokladı. Karım olanları sadece izliyordu. Sonra eşarbı yarağının etrafına sardı. Yarağa sarılı olan eşarbı yastığın üzerine koydu sol elini üzerine koydu ve yarağını, sanki bir amın içerisinde gidip geliyor gibi, ileri geri hareket ettirmeye başladı. Dediği gibi resmen eşarbı sikiyordu, tıpkı bir kadını siktiği gibi. Yüzünü karıma çevirince karım başını öne eğdi. Boştaki sağ eliyle karımın çenesini tutup yukarı kaldırdı. Dudaklarından, “Ah Hanife’m, bebeğim, çok güzelsin, amın sıcacık, daracıksın, sana doyamıyorum, sadece seni sikmek istiyorum, hiç içinden çıkmak istemiyorum!” lafları döküldü.
Karımın yanaklarını okşuyor, parmaklarını dudaklarında gezdiriyordu. Karım da tahrik olmuştu, artık karşılık veriyordu. Nizamettin’in elini tuttu ve kendisi hareket ettirmeye başladı. Ve sonunda Nizamettin:in ellerini göğüslerinin üzerine götürdü. Şimdi iri göğüslerini Nizamettin hoyratça sıkıyor, mıncıklıyordu. Nizamettin bir yandan da karımın eşarbının içinde gidip geliyordu. Sonunda Nizamettin karımı kendisine doğru çekti, sağ elini eşarbının üzerinde gezdiriyordu. Bu arada yanak yanağa gelmişler, tenlerini birbirine sürtünüyordu. Karım kendinden geçmiş, başını hafifçe geri atmış, beyaz boynu ortaya çıkmıştı. Karımın boynunu öpen Nizamettin, sonra çenesini öptü, ardında da dudaklarına yumuldu.
Nizamettin yaptığı hareketi durdurup karımı sırtüstü yatağa yatırdı. Yeniden dudaklarına yumuldu ve sonunda karım kendini Nizamettin’e bıraktı, kollarını adamın boynuna doladı. Birbirlerine hasret iki aşık gibi öpüşüyorlardı. Yeniden karımın boynunu boğazını öpmeye başladı. Karımın ağzından, “Seni içimde istiyorum, keşke Bekir olmasa, al beni sik sabaha kadar Nizamettin!” kelimeleri döküldü. Nizamettin karımı dudaklarından yeniden öptü ve “O günler de gelecek, sabret bebeğim, doyasıya, korkusuzca sevişeceğiz!” dedi.
Biraz daha öpüştüler. Karımın gözlerine bakarak, “Şimdi başındaki eşarba boşalmak istiyorum, döllerimi fışkırtmak istiyorum!” dedi. “Bağlamam uzun sürer, başımı açamam şimdi!” dedi karım. “Açmayacaksın zaten, başın bağlıyken boşalmak istiyorum!” dedi Nizamettin. Karım olur anlamında başıyla karşılık verdi.
Nizamettin demin yarağına sardığı eşarbı yeniden yarağının etrafına doladı, ama bu sefer yarağının başı dışarıdaydı. Yarağının başı kocaman olmuştu, nerdeyse boşalmak üzereydi. (Ben de bu arada ondan farklı durumda değildim!). Yarağının kafası karımın tam yüzünün üzerindeydi, Nizamettin sağ elini yarağın üzerinde hızlıca ileri geri hareket ettiriyordu. Sol eli karımın eşarplı başını okşuyordu. Birdenbire duran Nizamettin yarağının başını karımın yüzüne sürttürmeye başladı. Karım kafasını yana çevirerek, “Olmaz, yüzüme boşalmanı istemiyorum!” dedi. “Aşkım daha boşalmadım. Sana dedim ya, ben eşarbına attıracağım döllerimi. Hadi çevir başını, korkma, istemediğin bir şey yapmayacağım!” dedi Nizamettin.
Karım yüzünü yeniden çevirince Nizamettin’in yarağını yeniden gördü. Yeniden karımın yanaklarına, alnına, burnuna sürttürmeye başladı. Ama daha esas hedefine gelmemişti. Sonunda yarağın başı karımın dudakları ile buluştu. Karımın ağzı kapalıydı, Nizamettin de ruj sürer gibi dudakların üzerinde sikini hareket ettiriyordu. Birdenbire beklenmedik bir şekilde karım dudaklarını araladı. Bunu gören Nizamettin yarağını karımın dudakları arasında ağzının içine doğru kaydırmaya başladı…
Karım sol eliyle Nizamettinin yarağını tuttu ve sikin üzerine sarılı eşarbı çekti, eşarp yarağın ağzına girmesini engelliyordu. Nizamettin’in damarlı koca yarağı resmen karımın ağzının içine yuvasında hareket eden bir piston gibi ritmik şekilde bir ileri bir geri gidiyordu. Karım yarağı dibinden tutmuş hareketlere yön veriyordu. Ağzından belli belirsiz, “Ummm, hımmm!” diye sesler çıkıyordu. Karım yarağı ağzından çıkardı, kökünden başına kadar boylu boyunca öptü. Yanaklarına sürttürdü ve sonunda yarağın başına ‘Mucuk!’ diye bir öpücük kondurdu, “Habi çabuk ol, bir an önce boşal!” dedi.
“Gelmek üzereyim aşkım!” dedi Nizamettin. Karımı yataktan indirip dizleri üzerine oturmasını istedi. Karım dediğini yaptı. Nizamettin ise arkasında ayakta durur pozisyonda, “Hazır mısın aşkım?” diye sordu. “Evet aşkım, istiyorum, boşalt sıcacık döllerini, birtanem!” dedi karım. Nizamettin karımın eşarbını ucundan tutup yukarı kaldırdı. Altındaki siyah bone görünüyordu. Boyu karımdan uzun olduğu için dizlerini hafif kırarak ayağa kalktı. Yarağını bone ile eşarbın arasına soktu. Elleriyle karımın kafasını sabit tutmaya çalışıyodu. Yine aynı şekilde bir am siker kalçalarını hareket ettirmeye başladı…
Bir elimde sigara olanları izlerken, gayrı ihtiyari diğer elim de kalkık sikime gitti. Arkadaşım karımın üzerinde fantazilerini deniyor, ben de onları izleyip yarağımı okşuyordum.
Nizamettin hareketlerini hızlandırmaya başlamıştı, sanırım artık boşalmak üzereydi. Süreli tekrar eden bozuk plak gibi, “Hanife’m, bir tanem, geliyorum aşkım. Eşarbını döllerimle dolduracam aşkım!” diyordu. Karım da, “Gel aşkım gel, boşalt döllerini. Hadi aşkım, attır Hanife’ne, yıka Hanife’ni döllerinle!” diye gaza getiriyordu. Nizamettin, “Aşkım, Hanife’m, ahhhh, geliyorummm aşkımmm!” dediğinde, karım, “Gel aşkım, gel artık…” derken, Nizamettin birden durdu. Ve “Oğğğhhhh!” diye böğürerek boşalmaya başladı…
Bir süre öylece durdular. Nizamettin’in yarağı eşarbın altından belli oluyordu. Döllerini her püskürtmesinde hortum gibi hareket ediyordu. Son bir kez daha yarağını ileri geri hareket ettirdi ve yatağın kenarına oturdu. Heybetli yarağı yavaş yavaş sönüyordu. Yatağın üzerindeki eşarbı aldı ve yarağını temizledi. Karım kalktı ve yanına oturdu. Nizamettin’e sarılıp başını omzuna koydu ve “Ne kadar çok boşaldın öyle, saç diplerime kadar attırdın!” dedi. Nizamettin eşarbın dış kısmına bakıp, “Sen birde dışarısını görmelisin!” dedi.
Gerçekten de Nizamettin çok fazla boşalmıştı. Eşarbın üstü dölle kaplıydı. Karım kontrol etmek için elini eşarba değdirince parmakları ıslak ve yapış yapış sıvıya değdi. Karım, “Ne yapacağız şimdi Nizamettin?” diye sordu. Nizamettin, “Hiçbir şey!” dedikten sonra elindeki eşarpla karımın başındaki döllerle kaplı eşarbını kuruladı. Sonra da, “Oldu bitti, belli olmuyor bak, zaten birazdan kurumaya başlar!” dedi.
Nizamettin hemen giyinmeye başladı. Karım ise onu seyrediyordu. Nizamettin giyindikten sonra karımla sarılıp öpüşmeye başladılar. Nizamettin, “Bu gece seni düşüneceğim, hep aklımda olacaksın!” dedi. Karım, “Yanında aynı yatakta olmayı aklında olmaya tercih ederim!” deyip, ortalığa çeki düzen verirken, Nizamettin odadan ayrıldı.
Şok içindeydim. Gördüklerim hayal değil gerçekti. Biraz zamanları olsa kesinlikle sikişeceklerdi. Videonun devamını merak bile etmiyordum. Gördüklerim bana yetmişti. Suçlu kimdi? Bir fantazi nerelere gelmişti! Anladığım kadarıyla karım ilk fırsatta Nizamettin’le sikişecekti. Bu açıktı, ama ya ben, kızmamış, izlemiş ve zevk almıştım!
[Bekir]
Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32